Kent içi raylı sistemlerde yerli üretim
Bursa Gerçek Gazetesi : 24 Kasım 2011
19 Kasım 2011 Cumartesi günü Bursa’da Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Makine Sektör Kurulu’nca yapılan ve MÜSİAD Bursa şubesinin ev sahipliğini yaptığı “Kent içi Raylı Sistemlerde Yerli Üretim” konulu Türkiye İstişare toplantısına ben de katıldım.
Toplantı, hem sunum yapanlar hem de katılımcılar açısından doygun olmasının yanı sıra oldukça ufuk açıcı, yol gösterici idi.
Toplantının içeriğinin önemini MÜSİAD Makine Sektör Kurulu Başkanı Mustafa Kılıç’ın “önümüzdeki 15 yıl içerisinde yaklaşık 18-20 milyar dolarlık yerli tramvay ve hafif metro aracı alınması planlanmaktadır” açıklaması ile ifade etmiş olayım. Zira, bu gün için ve gelecek dönemde cari açık bir hayli başımızı ağrıtacak konulardan birisi.
İstişare toplantısının ev sahipliğini yapan MÜSİAD Bursa şubesinin başkanıHasan Çepni bey ve ekibine ve özellikle ekip içinde yer alan ve toplantının her tür detayı ile ilgilenen Şükrü Küçükyoldaş bey arkadaşıma teşekkür ediyorum.
Toplantıda konuşulanlardan özellik arz eden hususları Makine Sektör Kurulu Başkanı Mustafa Kılıç Bey’in sözlerinden aktarmaya çalışayım.
Sayın Kılıç özet olarak,
“15 yıl içerisinde, yaklaşık 18 - 20 milyar dolarlık ithalatın önüne geçecek olan, Yerli Tramvay ve Hafif Metro Aracı yatırımı yapacak Türk firmaların önlerini açmak için mutlaka alım garantisi içeren teşvik sistemi getirilmelidir.
Ülkemizde son yıllarda demiryollarına ve kent içi raylı ulaşım sistemlerine çok önem verilmekte ve büyük yatırımlara imza atılmaktadır. Uzun yıllardan sonra ilk defa hükümetin demiryollarına ayırdığı yatırım bütçesi, karayolları bütçesini geçmiştir. Sektör temsilcileri olarak bu gelişmeden memnuniyet duymaktayız.
Hali hazır da İstanbul’da 380 civarında metro, LRT (hafif metro) ve tramvay aracı kullanılmaktadır. 15 yıl içerisinde İstanbul ulaşımı için 3200 adet daha yeni metro ve tramvay aracına ihtiyacımız olacak. Diğer şehirlerimizin talepleri ile beraber bu sayının 15 yıl içerisinde yaklaşık 5250 adet’e ulaşacağını tahmin etmekteyiz.
Raylı ulaşım sistemleri ihmal edilmiş olan şehirlerde Tramvay ve Hafif Metro aracı talep patlaması yaşanmakta ve bu araçların, yurt dışından tanesi 2 – 3.6 milyon Euro ya ithal edilmektedir.
Türkiye’de bir çok yeni metro ve tramvay fabrikası kurulmasını gerektirecek iş potansiyeli bulunmaktadır. Bu araçların mutlaka yerli üretimini sağlamak zorundayız. Metro ve tramvay araçları üretimi ülkemizde yeni gelişmekte olan bir sektördür. Bu sektörün uluslararası pazarda rekabet edebilmesi ve ekonomik olarak yüksek katma değer yaratabilmesi için öncelikle Yerli Tramvay ve Hafif Metro Aracı yatırımı yapacak Türk firmaların önlerini açmak için mutlaka alım garantisi içeren teşvik sistemi getirilmelidir. Alım garantisinin yanı sıra; Kamu özel sektöre rakip olmamalı, İhalelerde yerli üretime destek verecek kurallar getirilmeli ve Raylı Sistemler için Teknokentler ve OSB lerin kurulması sağlanmalıdır.
04.06.2009 tarihli Metro ve tramvay araçları yerli üretimi teşvik kanununun yeterli değildir.” dedi.
Panelde; HACO Şirketler Grubu Genel Koordinatörü Cavit YILDIZ, Durmazlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin DURMAZ, Raylı Ulaşım Sistemleri Derneği Genel Sekreteri Ahmet GÖK, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Taha AYDIN ve İstanbul Ulaşım A.Ş. Genel Müdürü Ömer YILDIZ da sunum yaptılar.
Değerlendirme.
Toplantının sonuç bildirgesinde tüm sektörler için genel geçer öneriler sıralandıktan sonra ifade edilen bazı hususlar var ki bence önemli.
Sonuç bildirgesinde,
“Metro ve tramvay araçları üretiminin uluslararası pazarda rekabet edebilmesi ve ekonomik olarak yüksek katma değer yaratabilmesi için aşağıda belirttiğimiz hususlar dikkate alınmalıdır.
Araç yatırımı yapacak Türk firmaların önlerini açmak için mutlaka alım garantisi ihtiva eden teşvik sistemi getirilmelidir. Yerli üreticilerin yurt dışında araç üretmekte olan firmalarla da rekabet edebilmeleri için çok özel teşvik mevzuatları çıkartılması gerekmektedir. İhalelerde yerli üretime destek verecek kurallar getirilmeli, %15 fiyat fazlası gibi hükümler çalıştırılmalıdır.
· Tramvay ve Metro araçları üretimine başlarken öncelikli ülke hedeflerimizi belirlemeliyiz.
Bu alanda yatırım gerçekleştirecek firmaların, sistem entegratörü olarak ve dünya pazarlarına yönelik yatırımlar yapması hedeflenmelidir. Sadece iç pazara değil, ihraç pazarlarına yönelik yatırımlar yapılması hedeflenerek üretimde süreklilik sağlanmalıdır
· Daha kısa zamanda üretim gerçekleştirmek için bu konuda tecrübe sahibi olan yabancı üretici firmalarla müşterek yatırımlar da düşünülebilir, yabancı ortak ile belirli sayıda müşterek araç üretimi yapıldıktan sonra Türk tarafı projelere hakim olabilmeli, sistemi ve üretimi yönetecek konumda olabilmelidir. Yabancı firmalarla bu esaslar dâhilinde anlaşma yapılmalıdır.
Avrupa şehirlerinde metro ve tramvay araçları 80 yıldır kullanılmaktadır, araç doyumuna ulaşılmıştır. Araç üreten büyük firmalar için Türkiye çok önemli bir pazarıdır. Gerçek manada yerli araç üretilmesini istemezler. Bu durumu göz önünde bulundurmak gerekir.
Türkiye’de araç üretimi yapılması yerli araç anlamına gelmemektedir. Bunun birçok örneklerini yıllardır yaşamaktayız.” denildikten sonra
Sokaklarda gördüğümüz binek araçların % 100 ü maalesef hep yabancı marka araçlardır. Bu araçları üretenler, işler ters gittiğinde genel merkezlerinin alacağı bir kararla memleketimizi terk edebilirler. O zaman, yan sanayicinin vay haline tespit ve vurgusu çok önemli.
Yerli malı yurdun malı; herkes onu kullanmalı. Bu söze “herkes üretmeli” ifadesini de eklemek lazım.